SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 2479 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

140 - (2479) حدثنا إسحاق بن إبراهيم وعبد بن حميد (واللفظ لعبد) قالا: أخبرنا عبدالرزاق. أخبرنا معمر عن الزهري، عن سالم، عن ابن عمر. قال:

 كان الرجل في حياة رسول الله صلى الله عليه وسلم، إذا رأى رؤيا، قصها على رسول الله صلى الله عليه وسلم. فتمنيت أن أرى رؤيا أقصها على النبي صلى الله عليه وسلم. قال وكنت غلاما شابا عزبا. وكنت أنام في المسجد على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم. فرأيت في النوم كأن ملكين أخذاني فذهبا بي إلى النار. فإذا هي مطوية كطي البئر. وإذا لها قرنان كقرني البئر. وإذا فيها ناس قد عرفتهم. فجعلت أقول: أعوذ بالله من النار. أعوذ بالله من النار. أعوذ بالله من النار. قال فلقيهما ملك فقال لي: لم ترع. فقصصتها على حفصة. فقصتها على رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقال النبي صلى الله عليه وسلم "نعم الرجل عبدالله! لو كان يصلي من الليل".

قال سالم: فكان عبدالله، بعد ذلك، لا ينام من الليل إلا قليلا.

 

[ش (قرنان كقرني البئر) هما الخشبتان اللتان عليهما الخطاف. وهو الحديدة التي في جانب البكرة. قاله ابن دريد. وقال الخليل: هو ما يبنى حول البئر ويوضع عليه الخشبة التي تدور عليها المحور، وهي الحديدة التي تدور عليها البكرة. (لم ترع) أي لا روع عليك ولا ضرر].

 

{140}

Bize İshâk b. İbrahim ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Lâfız Abd'indir. (Dedilerki): Bize Abdürrezzak haber verdi. (Dediki): Bize Ma'mer, Zühri'den, o da Sâlim'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş):

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hayatında bir adam rü'ya gördü mü onu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlatmayı temenni ettim. Genç, bekâr bir delikanlı idim. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zamanında mescidde yatardım. Rü'yada iki meleğin beni alıp cehenneme götürdüklerini gördüm. Bir de baktım, cehennem kuyu çevresi gibi çevrilmiş; hem kuyu direği gibi iki direği var. İçinde de bir takım insanlar var ki, onları tanıdım. Hemen Cehennemden Allah'a sığınırım; Cehennemden Allah'a sığınırım; Cehennemden Allah'a sığınırım, demeğe başladım. Derken o iki meleği (başka) bir melek karşıladı. Ve bana: Korkma! dedi. Ben bu rü'yayı Hafsa'ya anlattım. Hafsa da onu Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlattı. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

 

«Abdullah ne iyi adam! (Bir de} Geceleyin namaz kılsa!» buyurdular.

 

Salim demiş ki; bundan sonra Abdullah geceleyin pek az uyurdu.

 

 

140-م - (2479) حدثنا عبدالله بن عبدالرحمن الدرامي. أخبرنا موسى بن خالد، ختن الفريابي عن أبي إسحاق الفزاري، عن عبيد

الله بن عمر، عن نافع، عن ابن عمر. قال: كنت أبيت في المسجد. ولم يكن لي أهل. فرأيت في المنام كأنما انطلق بي إلى بئر. فذكر عن النبي صلى الله عليه وسلم بمعنى حديث الزهري عن سالم، عن أبيه.

 

[ش (ختن) أي زوج ابنته].

 

{m-140}

Bize Abdullah b. Abdirrahman Ed-Dârimi rivayet etti. (Dediki): Bize Firyâbi'nin dâmâdı Musa b. Hâlid, Ebû İshâk El-Fezâri'den, o da Ubeydullah b. Ömer'den, o da Nâfi'den, o da İbni Ömer'den naklen haber verdi. (Şöyle demiş):

 

Mescidde yatıyordum. Ailem yoktu. Rü'yada gördüm ki, sanki beni bir kuyuya götürdüler...

 

Ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen Zühri'nin Sâlim'den, onun da babasından rivayet ettiği hadis mânâsında nakletmiştir.

 

 

İzah:

Bu hadisin ikinci rivayetini Buhâri «Kitâbu't-Tehcccüd»'de tahric etmiştir.

 

Salih adamdan murad; Allah'ın hududunu ve kulların hukukunu bilip, gereğini yapan kimsedir.

 

Kurtubi diyorki: «Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz. Abdullah'ın rü'yasını güzel bir şekilde yorması, evvelâ cehenneme arzedilip, sonra ondan kurtarıldığı içindir. Kendisine: Korkma! denilmiştir. Bu onun salâhından dolayıdır. Bir kusuru geceleyin kalkıp namaz kılmarnasıdır. Abdullah bu rü'yadan, gece namazının insanı cehennemden koruyan şeylerden olduğunu anlamış, onun için bir daha gece namazını terketmemiştir. El-Mühelleb'de: «Bundaki sır Abdullah'ın mescidde yatmasıdır. Mescidin hakkı ise içinde ibâdet edilmektir. İşte Cehennemle korkutulmak suretiyle kendisine bu tenbih edilmiştir.» diyor.

 

Übbi'nin beyânına göre Hz. Câbir b. Abdullah onun hakkında şunu söylemiştir: «Bizden hiç bir kimse yoktur ki, dünya ona, o dünyaya meyletmesin. Yalnız Ömer'le oğiu Abdullah müstesna!»

 

Mihranda: «Biz Abdullah b. Ömer'den daha vera' ve takva sahibi İbni Abbâs'dan daha âlim kimse görmedik.» demiştir.